T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
AYDIN / SÖKE - Sazlıköy Hilmi Fırat Ortaokulu

Bir Ebeveyn Olarak Uzaktan Eğitim Sürecinde Neler Öğrendim?

Bir Ebeveyn Olarak Uzaktan Eğitim Sürecinde Neler Öğrendim?

Karantina boyunca, altı çocuğumun uzaktan eğitim sürecini nasıl yönettiğini gözlemleme şansım oldu. En küçük üç çocuğum evde öğrenime devam ediyor, yaşça büyük olan diğer üçü ise lise ve üniversite derslerine online platformlar aracılığıyla uzaktan katılıyorlar.

Çok sayıda çocuğum olduğu için, en büyük önceliklerimden biri onları küçük yaştan itibaren bağımsız kılmaktı. Birinci sınıftan itibaren ödevlerinden, yazı ve imla düzeltmelerinden ve sınavlarından hep kendileri sorumlu oldular. 

Uzaktan eğitimin, organizasyon becerisine sahip bağımsız öğrenciler için kolay bir süreç olduğunu düşünüyorum ve içinde bulunduğumuz evde eğitim döneminin turnusol kağıdı görevi göreceğini düşünüyorum. 

Aksi takdirde, ebeveynlerin çocuklarına sık sık müdahale etmeleri; görevlerini hatırlatmaları ve ısrarcı davranmaları gerekecek. 


Bağımsızlığın önemi

Şu zamana kadar, beş kızımın uzaktan eğitimlerini mükemmel şekilde  yönettiklerini söyleyebilirim. Aynı şey maalesef oğlum için geçerli değil.

Evden eğitim, en küçük çocuğum olan 7 yaşındaki kızım için çok iyi gidiyor. Kızıma sisteme nasıl gireceğini, ödevlerini nereden kontrol edeceğini, ödevlerinin fotoğraflarını nasıl çekeceğini ve bunları bilgisayara yükleyerek öğretmeniyle nasıl paylaşacağını öğretmem iki hafta sürdü.

Bu noktadan itibarense hep kendi başına hareket etti. Son derece düzenli, motivasyonu yüksek, disiplinli ve öğrenmeye hevesli... Onun hakkında endişelenmeme hiç gerek kalmıyor. Uyanıyor, kahvaltısını yapıyor ve bilgisayara gidip o günün ödevlerini kontrol ediyor. Tüm ödevlerini tam zamanında bitiriyor ve öğlen 12'deki dersinin başlamasını bekliyor. Ondan elimi ayağımı çekmiş durumdayım. Tek sıkıntısını Çince dersiyle yaşıyor; bazen öğretmeninin yönergelerini okumakta güçlük çekiyor ve biz de ona yardımcı oluyoruz.

Beşinci çocuğum olan oğlum, ortaokul ikinci sınıf öğrencisi ve uzaktan eğitim süreci kabus gibi geçiyor...  Deneyime dayalı öğrenmeye yatkın bir çocuk, bu yüzden de çalışma kağıtlarını doldurmak onun için hep zorlayıcı olmuştur. Okulda en sevdiği dersler, teknoloji ve tasarım ve fen bilgisi.

Uzaktan eğitim sürecinden önce bile okul görevlerini yerine getirmesi, azar işitmesi ya da ceza alması sonucu gerçekleşiyordu.

Evde eğitimle birlikte tüm bu sorunlar şiddetlendi. Kendileriyle çevrimiçi olarak görüşmeyi reddettiği için, öğretmenlerinin oğluma ulaşıp yardımcı olmaları da oldukça zorlaştı. Ödevini yapmasını sağlamam için her gün bana mesaj atmaktan başka çareleri yok. Ona neden böyle davrandığını sorduğumda bana şaşkınlıkla bakarak, "Öğretmenimle neden görüntülü konuşmak isteyeyim ki? Bu çok garip olurdu." diye cevap verdi. Tamamlamadığı bir dizi ödeviyle öğretmenlerine büyük bir dert olmaya devam ediyor, ama bir yandan kendi işimle ve evi idare etmekle meşgulken ona yardımcı olmam çok zor. 

Tecrübeme göre, uzaktan eğitim süreci çocukları kısa süre içinde "bağımsız" hale getirmiyor. Ancak, zaten bağımsız ve kendi kendini motive edebilen çocuklar sürece kolayca ayak uydurabiliyor. Diğer çocuklara gelince, evde öğretim okulun yerini tutmaktan maalesef çok uzak.

Öğretmenlerin iniş çıkışları

Dördüncü çocuğum ortaokul son sınıf öğrencisi ve bu dönem Uluslararası Genel Orta Öğretim Sertifikası (IGSCE) sınavlarına girecek. Her saat farklı konularda online dersleri oluyor. Öğretmenleri kızımın dersleri ve öğrenimi konusunda çok titizler, sabırlarına hayranım doğrusu! Öğretmek aslında işin en kolay tarafı gibi duruyor ve bu konuda çok tutkulular. Çocukları dikkatlerini vermeye, düzeltmelerini yapmaya ve ödevlerini güzelce tamamlamaya motive etmekse en zor kısım.

Öğretmenlerin ek yardım ve rehberlik sağlama konusunda çok hızlı dönüşler sağladıklarını gözlemledim. Örneğin, uzaktan eğitime geçilmeden kısa bir süre önce, en küçük kızım dinleme-anlama derslerinden birkaç tanesine katılamadı. Bunun üzerine öğretmeninin kızımla birebir online ders yapmayı teklif etmesi beni şaşırttı. Öğretmenini ekranda görmek ve tüm dikkatinin üstünde olduğunu hissetmek kızımı çok mutlu etmişti.

Bazı öğretmenlerin, yaklaşan sınavlara kayıtsız kalan öğrencileri sebebiyle hayal kırıklığı yaşadıklarını da sezdim. Hatta kızımın öğretmenlerinden biri, sınıfın WhatsApp konuşma grubunda bu duygusunu dile getirdi. Yaşadığı hayal kırıklığını anlıyorum ama çocuklar da çok zor bir dönemden geçiyorlar.

Büyük kızlarımdan biri, yıl ortası sınav döneminde kimya dersinde epey zorlanıyordu. Ama IGSCE sınavları gayet iyi geçti. Vazgeçeceğini düşündüğü bir noktaya gelmiş olmasına rağmen kimya öğretmeninin ona duyduğu inancı hiçbir zaman unutmayacağını söylüyor. IGSCE sınavlarının yapıldığı yıl çok zorlu bir yıl ve öğrenciler sürecin sonuna kadar öğretmenlerinin büyük desteğine ihtiyaç duyuyorlar. Sanırım bunu uzaktan başarmak çok daha zor. Sevgili öğretmenler, güçlü kalın! 

Özel bir bağ

Evde eğitim, sınıfları evlerimize taşıdı. Öğretmenlerin öğrencileriyle konuşmalarını dinliyor, çocuklarımızla kurdukları ilişkileri gözlemleyebiliyoruz. Öğretmenlerdeki şefkati ve alakayı görmek içimizi rahatlatıyor. Bu süreç, ebeveynler ve öğretmenler arasında da özel bir bağın kurulmasına yol açtı. Birbirimizi destekleyip cesaretlendirerek teknik zorlukların üstesinden birlikte geliyoruz! 

Uzaktan eğitimi kabullenmek zorunda kaldık, ama bu sayede yeni seçenekler ve platformlar ortaya çıktı ve uzun vadede öğrenim için kullanmaya devam edeceğimiz birçok faydalı yöntem keşfettik. 

Eğitim her zaman okul ile ev arasındaki ortaklığa dayalı olmuştur ve evde eğitim bunu bir kez daha görmemizi sağladı.

Durumu olduğu gibi kabul etmek

Dördüncü kızım evde eğitime bayılıyor! Artık sıcak güneşin altında okuldan eve yürümek yok. Ulaşım sırasında zaman kaybetmek de yok.

Sabahları 6.30 yerine 8'de kalkıyor ve tüm işleri öğlen 3'e kadar bitmiş oluyor. Enerjisi hala yerinde olduğu için hobilerine vakit ayırabiliyor. Örgü ve dokuma gibi el sanatlarından hoşlanıyor ve kendi takı serisini yaratıyor. Hatta bazı ürünlerini internette satmayı başardı! Akademik hayata yatkın olduğu söylenemez, dolayısıyla saatlerce ders çalışmak onun için stresli. Sınav baskısının arttığı bu dönemde stres atmak ve rahatlamak için hobilerine zaman ayırabilmesi harika.

Başlangıçta voleybol maçlarının iptal olması onu üzmüştü. Okuldaki son yılı olduğu için bu sezonu iple çekiyordu. Maçların heyecan verici olmasının yanı sıra, otobüsle farklı sahalara gitmek öğrenciler için eğlenceli bir bağ kurma yoluydu ve kızım farklı sınıflardan birçok arkadaş edinmişti.

Neyse ki üzüntüsü çabuk geçti, hayatın böyle olduğunu anladı. Çocuklarım hayatları boyunca birçok iniş çıkış yaşadılar; esnek dayanıklılık seviyeleri oldukça yüksek. Hayatın tahmin edilemez olduğunu, pozitif düşünmenin bize yardım ettiğini ve kaybettiklerimiz/kontrol edemediklerimiz yerine durumun iyi taraflarına odaklanmamız gerektiğini anlıyorlar.


Yaratıcılığa yer açmak 

Çocuklarımız bu zor süreci ve yaşadıkları değişimleri olabildiğince doğal karşıladılar ve morallerini yüksek tutmak için aile bağlarını güçlendiren aktiviteler buldular. Geçenlerde hep birlikte mum ışığında akşam yemeği yedik. Bu özel etkinlik için ailemizin tüm bireyleri – en küçük üyemiz de dahil! – en sevdiği yemeği pişirdi. 

Evde kalmanın tekdüzeliğini yıkmak için film, dans ve kutu oyunu geceleri düzenliyoruz. Çocuklar dışarı çıkmayı ve arkadaşlarını özlüyorlar elbette, ancak çeşitli online platformlar aracılığıyla sevdiklerimizle bağlı kalıyoruz. Ekran zamanı sınırlamalarını bu süreçte biraz gevşettim, hem ben işlerimi daha rahat halledebiliyorum hem de çocuklarım kuzenleri ve arkadaşlarıyla çevrimiçi oyunlar oynuyor ve eğleniyorlar.

En küçük çocuğum, sınıf arkadaşlarıyla mektuplaşıyor ve birbirlerine küçük biblolar ve el işleri göndererek sürpriz yapıyorlar. Posta kutusunu açmak şu sıralar en büyük eğlencelerinden biri! 

 
Peki bu süreçte ailecek neler öğrendik? Disiplini, sorumluluğu, kendi kendimizi motive etmeyi, iyi zaman yönetimini, kendimizi kontrol etmeyi, bir işi sırf halletmiş olmak için aceleye getirmek yerine iyi bir iş teslim ederek gurur duymayı... Bunlar beslememiz gereken, ihtiyaç duyduğumuz önemli özellikler. Yalnızca çocuklar için değil, biz yetişkinler için de öyle. Önümüzdeki yıllarda çok işimize yarayacaklar.

İçinde bulunduğumuz süreç, daha önce fark etmemiş olabileceğimiz küçük dersler veriyor bize. Örneğin, hukuk fakültesindeki ilk yılı olan kızım, sınavlarını evden tamamlamak zorunda kaldı. Ailenin küçükleri de, ablalarının odaklanabilmesi için sınav saatlerinde mutlak bir sessizliğe bürünerek anlayışlı ve düşünceli olmayı öğrendiler.

İşte bu, çocuklarıma hayatları boyunca yardımcı olacak; öğrenmeye değer bir ders.

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 16.10.2020 - Güncelleme: 05.01.2024 11:37 - Görüntülenme: 429
  Beğen | 1  kişi beğendi