T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
AYDIN / SÖKE - Sazlıköy Hilmi Fırat Ortaokulu

Değerler Eğitimi Adalet Hikayeleri (Doğruluk ve Adalet)

DOĞRULUK VE ADALET

            Mesut birinci sınıfta okuyordu. Arkadaşları ve öğretmenleri Mesut'u çok seviyorlardı. Ahmet akıllı ve dürüstü. Haklı olan arkadaşların daima arkasında idi. Ayrıca haksızlık yapılmasına da hiç mi hiç dayanamazdı. Hiç yalan söylemez yalan söyleyenlerle de arkadaşlık yapmaktan kaçınırdı. Doğru olanı her yerde hiç çekinmeden korkmadan söylerdi. Haksızlığa uğrayan bir arkadaşını gördüğünde dayanamaz, hemen yardıma koşardı.

            Günlerden bir gün teneffüs sırasında sınıflarında bir olay meydana geldi.

            Sınıfın akıllı ve aynı zamanda yaramaz çocuklarından biri sınıf başkanını, yardımcısını ve birkaç arkadaşını da ikna ederek sınıfta top oynamaya karar verdiler. Futbol topuyla bir oraya bir buraya derken bir ara yaramaz çocuğun vurduğu top öğretmen masasının üzerindeki çiçek dolu vazoya gelerek vazonun düşüp kırılmasına neden oldu. Bir an ortalığa derin bir sessizlik çöktü.Top oynayan çocuklar bu durum karşısında çok korktular. Yaramaz çocuk vazoyu oyuna kandırılarak zorla alınan sesiz, arkadaşlarını seven Gökhan'ın üzerine attılar. Gökhan her ne kadar "ben yapmadım" dediyse de suç onun üzerine kalmıştı. Başkan ve başkan yardımcısı da istemeyerekte olsa yaramaz çocuktan yana oldular.

            Bütün bu olup bitenlere sırasından şahit olan Mesut, arkadaşına çok üzülmüştü. Öğretmenleri zil çalınca sınıfa geldi. Vazonun yere düşüp kırıldığını görünce çok şaşırmıştı. Hemen sınıf başkanını çağırdı. Başkana vazoyu kimin kırdığını sordu. Başkan kısık ve ürkek bir sesle:

            -Gökhan kırdı öğretmenim dedi.

            Oyun oynayan bütün arkadaşları hep bir ağızdan "Evet öğretmenim Gökhan kırdı" dediler. Hepsi yalan söylemişlerdi. Çünkü başkanla oynamak hem güzel hem de onlar için bir ayrıcalıktı. Çünkü başkan herkesle oynamıyordu. Bu gruba karşı gelmek doğruyu söylemek bir daha onlarla oynamamak demekti. Bu sırada Gökhan hüngür hüngür ağlıyordu. Mesut arkadaşına yapılan haksızlığa dayanamıyordu. İzinsiz konuşmamak için kendini zor tutuyordu. Patlayacak bir yanardağ gibiydi. Öğretmen Mesut'a söz hakkı verdi. Mesut olup biteni bir güzel anlattı. Kimsede Mesut'a yalan söylüyor diyemiyordu. Çünkü Mesut'un yalan söylemediğini haksızlığa dayanamadığını bütün sınıf ve öğretmeni çok iyi biliyordu.

            Mesut; "Acaba beni dışlarlar mı, beni oynatmazlar mı?" diye hiç düşünmedi, düşünemezdi de

            Olayın doğrusunu anlattığında öyle bir rahatlamıştı ki kuş gibi hafiflemişti. Çünkü suçlular cezasını çekecek suçsuz olan haksız yere cezalandırılmayacaktı. Olay aydınlığa kavuşunca Gökhan Mesut'un yanına gidip teşekkür etti ve en doğru sözlü arkadaşının o olduğunu söyledi. Sonra da Mesut ile Gökhan birbirlerine candan arkadaşça sarıldılar.

            Yaptıklarından utanan başkan ve arkadaşları Gökhan'dan  özür dilediler.

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 11.04.2021 - Güncelleme: 11.04.2021 21:29 - Görüntülenme: 500
  Beğen | 1  kişi beğendi