UCUZUN PEŞİNDE KOŞARKEN HER ZAMAN DAHA FAZLASINI ÖDERİZ. – ALEKSANDR I. SOLZHENİTSYN

Altı yıl önce sahip olduğumuz malın eşyanın çoğunu sattık, bağışlatık ya da attık. Bu şimdiki hayatımızdan duyduğumuz hoşnutsuzluğa dayalı bir karardı. Maaştan maaşa yaşamaktan yorgunduk ve asla ileri gidemiyorduk. Ve maddi eşyaların bizden aldığı enerji ve çaba nedeniyle her zaman yorgunluğu, usanmışlığı büyütüyorduk. Fark ettik ki bizim için önemli olan şeyler için kalan çok az kaynağımız vardı.

(Eşyalar) Sadece hayatımıza neşe eklememeleri değil, yaptıkları şeyler yüzünden dikkatimizi de dağıtıyorlardı.

Yaşam veren yolculuğa başladığımızda, bu tarzın böyle bir yaşamla tanıştırılan birçok insanda da yankılandığı bulduk. Birçoğumuz çok fazla eşyamız olduğunu biliyoruz. Minimalizm uğraşının genç çiftlerin, anne babaların ve daha yaşlı jenerasyonların da hayatını dönüştürdüğünü gördük. Ama bizim en büyük arzumuz, gençlerin bilinçli tüketiciler haline gelmeleri ve daha azına sahip olarak daha iyi bir yaşam inşa etmelerine ilham vermek.

Elbette, daha azına sahip olmak mesajıyla gençlere ulaşmak konusunda önemli zorluklar var:

• Dünyamız giderek materyalist bir hal alıyor.
• Gençler akranları arasında kabul edilebilirliğe ve uyumlu olmaya değer veriyor.
• Reklamcılar düzenli ve bilinçli olarak genç yetişkin nufüsu hedef seçiyor.
• Gençler kendi kararlarını verdiklerini keşfetmeye başlıyor. Bunun sonucu olarak da başkalarından gelen uyaranlara –özellikle anne babadan gelenlere? Daha az değer veriyorlar. Zorluklar çok fazla. Ama yine de bilinçli tüketicilik mesajlarıyla öğrencilere ulaşmanın yararlarını fark ettik.

Onlar için önemli olan kararlar hala önlerinde. Sadelik mesajı da bilgece kararlar vermede donanımlı olmalarına yardımcı oluyor.

• Borçlu değiller – henüz. Bunun bir sonucu olarak kredi verenlerin (özellikle konut, otomobil ve öğrenci kredileri) ağırlığı altında tutsak değiller.

• Harcama alışkanlıkları henüz oluşmuş değil. Kuşkusuz şekillendiriliyorlar ama henüz tam olarak keşinleşmiş değil.

Önce zorlukları tanımamız gerekir. Fakat ebeveyn olarak bizler gençleri yıllar süren finansal yük ve yerine getirilmeyen sözlerden korumanın önemini de anlıyoruz. Biz aynı zamanda gençlere hayatlarını daha büyük bir değer uğrunda yaşamalarında ilham olacak önemli bir fırsat da tanıyoruz.

Ebeveynler, akıl hocaları ve toplum üyeleri olarak, bu aşırılık çağında gençleri bilinçli tüketiciler olarak yetiştirmek için kapsayıcı 10 önemli ipucuna göz atabilirsiniz.

1. Model olun. Klişeler gerçeği söyler, "Hayat dersleri, öğretilenden daha iyidir". Minimalist gençler yetiştirmede ilk (ve en önemli) adım, bilinçli olarak daha azla yaşamanın yararlarını ve keyiflerini gösteren bir rol model olmaktır.

2. İdealizmi cesaretlendirin. Birçok genç, idealizmi kucaklar ve dünyayı değiştirecek bir neden bulmaya arzu duyar. Ama sıklıkla gençlik idealizmi yanlış anlaşılır ya/ya da hevesleri kırılır. Bu, teşvik edilmelidir. Hangi yaşta olursa olsunlar çocuklarınızı, rahat evler, havalı arabalar ve beyaz çitler yerine daha büyük hayaller kurmaları için cesaretlendirin.

3. Aile olarak gönüllü olun. Yerel bir yiyecek bankası, aş evi ya da sosyal haklardan mahrum olanlara yardım eden organizasyonlarda yer alarak topluma zaman ayırma konusunda aktif olun.

4. Daha az televizyon izleyin. Bu düşündüğünüz kadar zor değil ve sizin ve çocuğunuz için anında görülebilir pozitif sonuçları var.

5. Gençler aldıkları pahalı ürünleri kendileri ödesin. Her anne baba, yiyecek, giyinme, barınma ve temel ihtiyaçların giderilmesiyle yükümlü. Ve her anne baba çocuklarına iyi hediyeler vermeli. Ama genç yaştaki çocuğunuzdan pahalı şeyleri  kendi parasıyla almasını istemeniz, onda daha güçlü bir sahiplenme duygusu yaratacak ve çalışma, para ve tüketicilik arasındaki ilişkiyi daha iyi anlamasını sağlayacaktır.

6. Reklamların altında yatan mesajları anlamada gençleri cesaretlendirin. Reklamların bir yere gittiği yok ve tamamen görmezden gelinebilir değiller. Çocuğunuza sıklıkla "Bu reklamlarla gerçekten ne satmaya çalışıyorlar? Bu ürünün vaat edilen sözleri yerine getirebileceğini düşünüyor musun?" gibi sorular sorarak pazarlama mesajının ardında yatanı okumasına yardımcı olun. Hatta şanslıysanız bu aile içinde oynanan eğlenceli bir oyun haline gelebilir.

7. Bir müttefik bulun. Zamanla çocuklarınız ergen gençler haline geldi ve sizin ebeveyn olarak rolünüz değişti. Birçok ailede gençler ebeveynle olan ilişkilerinde bağımsızlığını ifade etmeye başlıyor... Fakat bu onları hiçbir zaman dinlemeyecekleri anlamına gelmez. Toplumda, sizin değerlerinizi benimseyen, genç çocuğunuzla konuşmak için fırsatlar yaratan, size eşlik eden birilerini bulun.

8. Onların işlerini yapmaktan vazgeçin. Çoğu zaman ebeveyn olarak, bütün bedeli ödeyerek onların yapmaları gereken işlerde çocuklarımıza önemli bir avantaj sağlamaya çalışıyoruz. Fakat bu arada yaptığımız, onlara sorumluluk gerçeğini öğretmeyi ihmal ederek, hayata hazır olmamaları riskine girmemiz oluyor. Bu hayatın işlerini sürdürmek (çimlerin biçilmesi, arabaların yıkanması ve bakımının yapılması, çamaşırların yıkanması, odaların toplanması.) zor. Gençleri mümkün olduğunca erken ve sıklıkla bu gerçekle tanıştırın. 

9. Az gelişmiş ülkelere seyahat edin. Bu dünya büyük ve çok çeşitli kültürler var. Gençlik dönemimde en çok şeyi öğrendiğim anlar, üçüncüs dünya ülkelerini ziyaret ederken, orada çok az şeyle yaşayanların (6 milyar insan yılda 13 bin dolardan daha az gelirle yaşıyor) yaşam koşullarını deneyimlerken ortaya çıktı. Onların sevincinin ve huzurunun, bana bugüne kadar bile ilham kaynağı olarak yararı dokundu.

10. Onlara önemli olanın sahip oldukları değil, kim oldukları olduğunu öğretin. Yüce bir kadın ya da erkek karakteri, mala değer verenlerden daha büyük bir değere sahiptir. Bu gerçeğe inanın. Bu gerçeği yaşayın. Ve hayatınızdaki gençlere bunu mümkün olduğunca sık hatırlatın.

Mutluluğun, neşenin ve tamamlanmışlığın peşini çok uzun bir süre zenginlik ve servet arayışı ile kovaladık. (Bu bir tweet.)

Artık bilinçi olarak daha büyük şeylere değer veren nesilleri yetiştirme zamanıdır.