T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
AYDIN / SÖKE - Sazlıköy Hilmi Fırat Ortaokulu

Etkili Bir Öğrenme Ortamının 10 Temel Özelliği

Nerede olursak olalım, hepimiz sınıflarımızın "entelektüel olarak aktif" yerler olduğunu düşünmek isteriz. Yani ilerici, etkili ve öğrenci merkezli öğrenmeyi sağlayan yerler. Peki bu ne demek? Gerçek şu ki, bu sorunun tek bir cevabı yok. İşte etkili bir sınıfın 10 temel özelliği:

1. Soruları öğrenciler sorar, hem de iyi soruları!

Soru, tüm öğrenme sürecinin işlemesi için en kritik etkendir. Merak konusunda pek çok araştırma bulunsa da olayın özeti şu ki, eğer bir öğrenci herhangi bir öğrenme aktivitesine çok az ya da hiç doğal merak taşımadan katılırsa, anlatılanlarla ya da yapılanlarla anlamlı bir etkileşim kurma olasılığı oldukça düşüktür. Pek çok öğretmen, öğrencilerini konunun ya da dersin başlangıcında soru sormaları için zorlar. Genellikle hiçbir faydası olmayacak şekilde yapar bunu. Konunun yeterince anlaşılmadığını gösteren klişe sorular, öğretmenleri soru sormaya "izin verdiğine" pişman eder. Ama gerçek şudur ki, eğer öğrenciler iyi sorular soramıyorsa – ilkokul öğrencileri için bile geçerli – bir yerlerde bağlantı kopmuş demektir.

2. Sorulara cevaplardan daha çok değer verilir.

Sorular cevaplardan daha değerlidir. Eğer iyi sorular kişiyi öğrenmeye götürüyorsa, o zaman sorulara değer verilmesi oldukça anlamlıdır. Ayrıca sorulara verilen değer, mümkün olan her şeye yayılmalıdır. Mesela soruları değerlendirerek not verilebilir! Sorular, büyük kağıtlara yazılıp sınıf duvarlarına yapıştırılabilir ya da daha farklı yaratıcı çalışmalarda kullanılabilir. Sadece övgü ve dürüst bir saygıyla da karşılanabilir. Emin olun öğrenme konusunda yaşanan farkı göreceksiniz.

3. Fikirler çok çeşitli kaynaklardan gelir.

Dersler, okumalar, testler ve projeler – formal öğrenmenin yapı taşları- ile ilgili fikirler çok çeşitli kaynaklardan gelmelidir. Eğer hepsi sınırlı sayıda kaynaktan gelirse, tek bir yöne doğru -ki bu yol iyi de olabilir kötü de- ilerleme riskine girersiniz. Peki alternatifiniz ne olabilir? Profesyonel ve kültürel akıl hocaları, toplum, eğitim dışındaki içerik uzmanları ve hatta öğrencilerin kendilerini kaynak olarak görün. Güven duymaya doğru büyük bir adım atın. Bu kaynaklar birbirleriyle karşıt görüş içinde olduklarında, bunu harika bir öğretici durum olarak kullanın. Çünkü gerçek hayat da böyledir.

4. Birbirinden farklı öğrenme modelleri kullanılır.

Araştırma-odaklı öğrenme, proje-bazlı öğrenme, doğrudan açıklama, akrandan akrana, okuldan okula, e-öğrenme, mobil öğrenme ve daha birçok farklı model. Olasılıklar sonsuz. Yine de hiçbiri, sınıfınızdaki her bir konu, müfredat ve öğrenci çeşitliliğine uyacak kadar yeterli değil. O halde etkili bir sınıfın en temel özelliklerinden biri çeşitliliktir. Bunun aynı zamanda bir eğitimci olarak uzun vadeli kapasitenizi artırma gibi bir yan etkisi de vardır.

5. Sınıf yerine topluluk olarak öğrenilir.

Etkili bir öğrenme ortamında eğitim, "gerçek dünya"dakine benzesin diye radikal bir şekilde yeniden yaratılmak zorunda değil. Ancak yine de her şeyin gerçek dünyada yaşandığını unutmamak gerekiyor. Amcalarını ya da teyzelerini daha iyi anlamak için Shakespeare'in eserlerinden yansıtma yapmak öğrencilerin kulağına çok hoş gelse de, çocukların zihninde bu çeşit bir canlandırmayla radikal bir değişimin olmasını beklemek çok iyi bir fikir olmayabilir. Bu tür çalışmaları zamana yaymak gerekir. Öğrenme sınıfın dışına çıkmalıdır, çünkü öğrenciler de çıkar.

6. Öğrenme kişiselleştirilmiştir.

Kişiselleştirilmiş eğitim muhtemelen eğitimin geleceği olacak, ancak şu anda öğrencileri yönlendirme sorumluluğu nerdeyse tamamen öğretmenlerin omuzlarında. Bu, kişiselleştirmeyi -hatta farklılaştırmayı bile- oldukça zorlaştırıyor. Eğitimi çok çeşitli kriterleri kullanarak istediğiniz boyutta kişiselleştirmek – örneğin sadece sınav sonuçları ya da okuma seviyesi değil, ilgi, içerik için hazır olma gibi özelliklere de bakarak- izlenebilecek iyi bir yol olabilir.

7. Değerlendirme sürekli, gerçekçi ve şeffaftır, ama asla cezalandırıcı değildir.

Sınav, sadece bir öğrencinin ne anladığına ulaşmak için gerçekleştirilen ve genellikle hoyrat olan bir teşebbüstür. Sınavlar ne kadar klinik düzeyde tarafsız, karanlık ve tehditkar olursa, "iyi öğrencileri" "iyi düşünürlerden" ayırmaya o kadar fazla hizmet eder. Burada bahsedilen klinik düzeyde tarafsız ve objektif olma fikri, test formatından çok sınıfın genel hali ve duygusuyla ilgili. Öğrenciler neden test ediliyor? Testlerin içinde öğrencileri ve onların gelecek olanaklarını geliştirmeye yarayan ne var?

8. Başarı kriterleri dengeli ve şeffaftır.

Etkili bir sınıfta öğrenciler, "başarının" neye benzediğini tahmin etmek zorunda olmamalı. Ayrıca başarı tamamen "katılım", sınav sonuçları, davranış ya da diğer bireysel faktörlere yüklenmemeli. Bunun yerine başarı, size, meslektaşlarınıza ya da kütüphanenizdeki uzman kitabına değil öğrencilerin kendilerine bir şeyler ifade eden tutarlı bir çerçevenin içine yerleştirilmelidir.

9. Öğrenme alışkanlıkları sürekli model alınır.

Bilişsel, üstbilişsel ve davranışsal "iyi şeyler" her zaman model alınır. Merak, sebat, esneklik, öncelik, yaratıcılık ve işbirliği başlamak için harika özellikler. Öğrencilerin çevrelerindeki diğer insanlardan öğrendikleri, genellikle didaktik olmayan, dolaylı ve gözlemsel şeylerdir.

10. Deneyim için sürekli olanak vardır.

Eski düşünceler tekrar gözden geçirilir, eski hatalar yansıtılır, karmaşık fikirlere yeni açılardan tekrar bakılır, farklı fikirler karşılaştırılır. Bir öğrencinin bir şeyi öğrenme olasılıklarını maksimize etmek için en basitinden en karmaşığına pek çok yol denenir.

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 27.11.2019 - Güncelleme: 28.03.2023 15:22 - Görüntülenme: 1049
  Beğen | 1  kişi beğendi