Sınıfta sıkça kullanılan bir tekniktir soru-cevap. Özellikle sözel derslerin akışı bu teknikle şekillenir diyebiliriz. Genelde dersin belirli bölümlerinde kendine yer bulur ve öğretmenler tüm öğrencilere söz hakkı vermeye gayret ederler. Bu söz hakkı verme konusunda bir de öğrenci cephesi vardır ki oradan görünen aslında dersin akışı ile de doğrudan ilgilidir.

Bu teknikte öğrencilere sıralı söz hakkı veriyor olmak birden çok nedenle dersin verimliliğini düşürmektedir. U şeklinde düzenlenmiş bir sınıfta yirmi dört öğrenci olduğunu varsayalım ve öğretmenin sorduğu sorunun yanıtı için ilk öğrenciye söz hakkı verdiğini. Birinci öğrenci yanıt verdikten sonra kendisine artık uzun süre sıra gelmeyeceğini bildiğinden dikkati de doğal olarak düşecektir. Yine aynı şekilde U şeklindeki sınıfın son öğrencisi de kendine sıra gelene kadar yapılan konuşmaları pek dinlemiyor olacaktır. Bizler için de durum böyleydi, hele de benzer yanıtların verildiği soruları anımsıyorum... Siz yanıtı verdikten sonra zaten ilginç bir şey gelmeyeceğini de bildiğinizden dinleme aşamasından hayallere dalma aşamasına geçilirdi.

Soru-cevap yönteminde konuşma sırasının ne zaman geleceğini bilmemek öğrencilerde doğal olarak heyecan duygusunun devamlılığını sağlar. Bu nedenle soru-cevap tekniğinin kullanımında sıralı gidiyor olmak dersin temposunu düşürmekte ve ister istemez heyecanın azalmasına neden olmaktadır. Yerine ne konabilir?

Soru sorulan ilk öğrenci bir sonra cevap verecek öğrenciyi kendi belirleyebilir, bu sistemde söz hakkı verecek öğrencinin sadece kendi arkadaşlarına söz hakkı vereceği varsayılabilir ama sistem sıklıkla kullanıldığında bu olumsuz durum da ortadan kalkacaktır.

Sınıfa getirilen yumuşak bir top, söz hakkı verilecek kişiye atılarak cevap hakkı için bir geçiş nesnesi olarak kullanılabilir. Bunun yanı sıra doktorların kullandığı boğaz kontrol çubuklarına sınıftaki öğrencilerin isimleri yazılarak bir bardağın içine konabilir. Oradan seçilen çubukta ismi yazılı olan öğrenciye söz hakkı verilebilir ki bu durum da sıranın kimde olduğunun bilinmemesinden dolayı heyecanı düşürmeyecektir.

Sıralı olmayan uygulamanın yerine farklı çözümler getirilebilir, bununla birlikte soru-cevap yöntemine bir ek yapılarak öğrencilerin tüm yanıtlarının dinlenmesinin de önü açılabilir. Şöyle ki soru-cevap aşamasına geçmeden öğretmen soracağı sorularla ilgili herkese söz hakkı tanıyacağını ve herkesten cevap aldıktan sonra; "en anlamlı yanıt kimindi, neden; katılmadığınız yanıt var mı, hangisi ve neden; sizce en ilginç yanıt hangisiydi?" sorularını soracağını söyleyebilir ve böylece sınıftan gelecek tüm yanıtların dinlenmesinin önünü açmış olabilir.