T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
AYDIN / SÖKE - Sazlıköy Hilmi Fırat Ortaokulu

Çocuklar Kitap Okumuyor, Peki Ya Ebeveynler?

Elektronik cihazların çocukları kitaplardan uzaklaştırdığına dair çok yaygın bir düşünce var. Pek çok üniversite profesörüyle görüştüğümde, bana genellikle öğrencilerinin artık kitap okumadığını çünkü gözbebeklerinin telefon ekranlarına yapıştığını söylüyor. Teknofobikler ise (teknolojiyi sevmeyen, teknolojiden kaygı duyan) edebiyatın değerini anlamayan bir nesil yetiştirdiğimizi düşünüyor.

Eski ve yeninin kutuplaşması hala devam ediyor. Belki de bu kutuplaşma, televizyonun altın çağından beri devam eden bir ekran karşıtı zihniyetin devamıdır. Ancak "teknoloji emperyalizmine" karşı verilen savaşta kitapları "mağdur" ilan etmeye çalışmak oldukça basmakalıp bir hikaye bence. Kağıt iyi adam, ekran ise tam bir hain.

Common Sense Media'nın (çocuklar için güvenli teknoloji ve medya kullanımı konusunda ailelere destek veren ve kar amacı gütmeyen bir organizasyon) "Çocuklar, Ergenler ve Kitap Okuma" isimli yeni raporu, Amerika'daki çocukların okuma alışkanlıklarına ve teknoloji devrimiyle birlikte bu alışkanlıkların nasıl değiştiğine dair bütün resmi görmemizi sağlayan geniş bir perspektif getiriyor. İşte sonuçlar:

Yapılan çalışmalara göre 1984'ten itibaren 13 yaşındaki okuyucuların (haftalık) oranı yüzde 70'den yüzde 53'e düştü. 17 yaşındaki okuyucuların (haftalık) oranı ise yüzde 64'ten yüze 40'a düştü. Hiç kitap okumayan ya da çok nadir kitap okuyan 17 yaşındakilerin oranı ise yüzde 9'dan yüzde 27'ye yükseldi.

Bu istatistikler gerçekten çok sarsıcı. Ancak bunun teknolojiyle ne kadar ilgisi olduğundan emin değilim. Bu genelleme bana çok anlamlı gelmiyor. Neden mi?

Bana göre tarihte hiç olmadığı kadar yazıya dayalı bir kültürün içinde yaşıyoruz şu anda. İnsanlar bütün gün okuyor. Google, Twitter ve Facebook bize sürekli kelimeler aktarıyor. İnsanlar, özünde bir metin ve bilgi dağıtım mekanizması olan akıllı telefonlarından gözlerini alamıyorlar. Aslında bizim bir "okumamayı başaramama" sorunumuz var. İnsanlar sürekli e-postalarını ve mesajlarını kontrol ediyor. Bazen harflerin matrisinden kopmak çok zor.

Peki, insanlar ne okuyor? Pek fazla kitap okuyor gibi görünmüyorlar. Çocuklardan değil, daha çok yetişkinlerden bahsediyorum. Teknofobikler bile kitap okumuyor.

Kitap okumaya zamanı olmadığını söyleyen çok sayıda yüksek eğitimli elit insan tanıyorum. New York Times'ın kitap incelemelerine şöyle bir göz gezdiriyorlar ve böylece katıldıkları kokteyllerdeki konuşmalara dahil olabiliyorlar. Kitaplarımın sesli versiyonlarının olup olmadığını soran insanların sayısının fazlalığı beni çok şaşırtıyor.

Problem çocukların kitap okumaması mı, yoksa problem, kültürümüz artık akademik ve entelektüel karşıtı bir hale geldiği için kimsenin kitap okumaması mı? Popüler söylemler bize sürekli daha fazla STEM (Fen, Teknoloji, Mühendislik, Matematik) eğitimine, daha fazla mühendise ve girişimciye ihtiyacımız olduğunu söylüyor. Sosyal bilimler, güzel sanatlar ve benzer üniversite bölümleri ise fazla kitaplara bağımlı olmakla eleştiriliyorlar. Üstü kapalı bir "kitap karşıtı" gündemle çevrilmiş durumdayız. Ve hala neden çocuklar kitap okumuyor diye merak edip duruyoruz.

Ben bir akademisyenim ve dolayısıyla taraflı biriyim. Ayrıca okumam için bana para ödüyorlar. Ancak çocuklarım da (6 ve 8 yaşında) kendi başlarına bolca kitap okurlar. Sadece ben bunu onlardan istediğim için değil (bilgisayarda oyun oynamadan önce 30 dakika kitap okumaları gerekir), aynı zamanda babaları onlara kitap okuma konusunda iyi bir model olduğu için. Babaları sürekli yeni kitap siparişleri veriyor. Babaları onlara sürekli kitap okuyor. Benim evimde yetişkin olmak demek kitaplarla barışık olmak demektir. Olgunluk demek kelimelerin uzun formlarına (mesajlardaki gibi olmayan) tamamen aşina olmak demektir.

Common Sense Media'nın raporu da benimle aynı fikirde. "Ebeveynler kitap okumayı teşvik edebilir" diye anlatıyor raporda. "Evde basılı kitaplar tutmak, onları okumak ve çocukların da okuması için her gün zaman yaratmak çok önemli."

Bu ebeveyn tutumları ile çocukların okuma sıklığı arasında güçlü bağlantılar bulunuyor. Örneğin sık kitap okuyan çocukların ailelerinin yüzde 57'si çocuklarına her gün kitap okuma zamanı adı altında bir zaman dilimi belirliyor. Sık kitap okumayan çocukların ailelerinde ise bu oran sadece yüzde 16.

Pek çok araştırma, konu kitaplar olduğunda, metnin nasıl sunulduğunun hiçbir öneminin olmadığını söylüyor. İyi kitap okuma alışkanlığının teknolojiyle hiçbir ilgisi yok. E- kitap okuyucularının, tabletlerin ve laptopların ekranları da uzun metinler aktarabiliyor. Kitapların mutlaka kağıt üzerinde basılı olması gerekmiyor. Hatta elektronik cihazlar kitaplara erişimi daha da arttırıyor.

Yeni bir araştırmaya göre yaşları 2 ila 10 arasında değişen çocukların büyük bir çoğunluğunun elektronik okuma için bir cihaza erişimi bulunuyor. Bu çocukların yüzde 55'inin evinde çok amaçlı bir tablet, yüzde 29'unda e-kitap okuyucu bulunuyor. Evinde bu cihazlardan biri olan çocukların yarısı (yüzde 49) ya kendi başlarına ya da aileleriyle birlikte elektronik kitap okuyor. Sonuç olarak kitaplar önemlidir, çocukların onu nasıl okuduğu değil.

Benim çocuklarım iPad ve e-kitap okuyucuda kitap okumanın yanı sıra basılı kitaplar da okuyor. Kitap okuduklarından emin oluyorum. Her gece onlara kitap okuyorum. Gün içinde onlarla birlikte kitap okuyorum. Bunu yapıyorum, çünkü bunu eğitimlerinin çok önemli bir parçası olarak görüyorum. Çocuklarımı yetiştirme işini tamamen uzmanlara bırakıp sonra da "Şu öğretmenler çok başarısız" diye söylenemem. Bence ailelerin bu işe dahil olması gerekiyor. Aileler çocuklarının kitap okuduğundan emin olmalılar.

Elbette konuyu, dijital kitap basılı kitaba karşı çerçevesine indirmek çok kolay. Bu bize çocuklarımızla ilgilenmeme hakkı veriyor. Kendimizi suçlamaktansa, bilgisayar oyunlarını suçlayabiliriz. Anne-babalar düşünceli, empatik ve açık fikirli insanlar yetiştirme konusunda sorumluluk almalılar. Kitaplar bu denklemin hayati bir parçasıdır. Hayatlarımızdan her türlü dijital teknolojiyi çıkartsak da, eğer onlara kitapların yetişkin olmanın çok önemli bir parçası olduğunu çok emin bir şekilde anlatamazsak, çocuklarımız yine de kitap okumayacaktır. Çocuklarınıza kitap okumayı öğretin ve iyi kitapları onların hayatlarının bir parçası haline getirmek için çaba gösterin.

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 29.11.2019 - Güncelleme: 28.03.2023 15:20 - Görüntülenme: 912
  Beğen | 1  kişi beğendi